Feride Özmat bu öykü kitabında içsel dünyasının kapılarını aralıyor. Yarattığı karakterlere kendine özgü elbiseler giydirip, öyküdeki ustalığını mütevazı bir dille oluşturuyor. Okurun son sayfaya kadar heyecanla izleyeceği bir kitap... On beş öyküden oluşan kitapta kurgu derinliği de ayrıca fark ediliyor.
Kitaptan:
Her gece yatarken, kendisi ile randevulaşırdı. Sabahla randevulaşır gibi... Keşfetmekten hiç vazgeçemediği vahşi, amansız doğayla; koyu yeşil ormanlarda, kuru yaprakların üzerindeki o hışırtılı yürüyüşlerle ve hiç sahip olamadığı küçük koydaki mütevazı pansiyonun hayaliyle randevulaşır gibi...
Yeniden âşık olmayı istiyordu. İstiyordu ama kısıtlanmaktan da ürküyordu. Tüm Adalılar gibi o da özgürlüğüne düşkündü. Her bağlılık ise özgürlüğün etrafına çizilen bir sınırdı. Bağlanılan kişileri ya da nesneleri kaybetme korkusu insanı çepeçevre sarıp olduğu yere zincirlerdi. Biliyordu. Beklentiler fazlalaştıkça hayaletler ürer; hayaletleri öldürmek için verilen tavizler geri dönüş yollarını tıkayıp insanı tutsak ederdi. Ve tutsaklık büyüdükçe korkular artar; korkular arttıkça beklentiler daha da çoğalırdı. Kısır bir döngüydü bu
Yanlış Zaman Hikâyeleri
Feride Özmat